Diş Cerrahisi
Medin Globe, ihtiyacınız olan ve hak ettiğiniz diş tedavilerini almanıza yardımcı olacaktır.
Estetik Gülüş Tasarımı (Hollywood Gülüşü)
Ağız ve diş sağlığının iyi olması kişinin özgüvenini, sosyal ilişkilerini, iş başarısını ve dolayısıyla tüm yaşam kalitesini büyük ölçüde etkilemektedir. Ağız ve diş bakımı mükemmel olsa bile kapanış bozuklukları, boşluklar ve dişlerin dizilişinden kaynaklanan sorunlar da özel müdahale gerektirebilir. Yaşın ilerlemesi veya başka sebeplere bağlı olarak oluşabilecek çürükler, diş kayıpları, renk bozuklukları, diş eti problemleri de ciddi estetik problemlerdir. Günümüzün estetik gülüş tasarımı tedavileri ağız ve dişlerde istenmeyen kusurların giderilmesi amacıyla yapılmaktadır. Bu uygulamaların amacı “Hollywood Gülüşü” adı verilen kusursuz bir gülümsemeye ulaşmaktır.
Estetik gülüş tasarımı nedir?
Diş hekimliği alanında estetik diş kavramı oldukça yaygındır. Bu alanda çalışan doktorlar, hastaların dişleri ve diş etleri sağlıklı olsa bile dişlerin istenilen şekle sahip olmasını sağlamak için deformasyonları ve orantısızlıkları giderir. Yüz tipi, ağız yapısı, diş ve diş eti şeklinin özellikleri dikkate alınarak kişiye özel tasarımlar oluşturulmaktadır. Tedaviler ve uygulamalar her hastanın ihtiyacına göre şekillendirilir. Estetik gülüş tasarımı tamamlandıktan sonra amaç güzel ve doğal bir gülüşe ulaşmaktır.
Estetik gülüş tasarımı sürecinde hangi işlemler uygulanır?
Estetik gülüş tasarımında uygulanacak işlemler hastanın ihtiyacına, yaşına, cinsiyetine, yüz tipine, yüz ve dudak yapısına, diş durumuna göre belirlenir. Gülüş tasarımı sürecinde uygulanabilecek işlemler şunlardır: Çürük dişlerin tedavisi Diş eti problemlerinin çözülmesi Diş beyazlatma, eksik dişler için diş implantı veya protez uygulamaları Gerekiyorsa lingual braket (iç kısmı görünmeyen diş teli) uygulamaları Porselen veya zirkonyum kaplamalar veya kaplamalar Tek diş veya diş köprüsü üzerine yapılan uygulamalarda (laminat veneer) her diş ayrı ayrı kaplanır.
Estetik gülüş tasarımı
İşlem sırası: Gerektiğinde ortodontik tedaviler uygulanır Diş etlerindeki düzeltme sorunları tedavi edilir Eksik dişler için implant ve/veya protezler uygulanır Gerektiğinde diğer cerrahi teknikler uygulanır Gerektiğinde diş beyazlatma işlemleri yapılır Gerektiğinde estetik dolgular uygulanır Zirkonyum kaplamalar yapılır zirkonyum laminatlardan yapılmıştır. Yukarıda belirtilen tüm teknikler uygulandıktan sonra tasarım tamamlanır. Mükemmel gülümsemeyi tamamlamak için ihtiyaca göre dudak ve yüz bölgelerine de dolgu uygulanabilmektedir.
Gülüş Tasarımı Ne Getirir?
Gülüş tasarımı ağız ve diş yapısındaki yapısal bozuklukları veya yaşla birlikte ortaya çıkan sorunları düzeltir. Hastalar yüz ve çene yapılarıyla uyumlu dişlere sahip olurlar. Diş rengi daha beyazlaşır ve doğal bir tona kavuşur. Dişlerdeki kırıklar giderilir. Diş etleri daha pembe ve sağlıklı bir tona kavuşur. Dişler parlak bir görünüm kazanarak ışıltılı bir gülümsemeye sahip olmanızı sağlar. Bu da kişilerin daha özgüvenli olmasını ve sosyal ilişkilerde daha başarılı olmasını sağlar.
Diş İmplantı
Diş kaybı durumunda titanyum gibi insan vücudu tarafından kolaylıkla kabul edilen malzemeler kullanılarak üretilen implantlar yerleştirilir. Bu implantlar yapay diş kökü olarak kullanılmakta ve diş kaybının olumsuz etkilerini ortadan kaldırmaktadır.
Diş kayıplarına karşı implantın faydaları nelerdir?
Diş kaybı zamanla diğer dişleri ve çene yapısını bozan bir durumdur. Kaybın neden olduğu boşluğu telafi etmek için başka dişlerin değiştirilmesi estetik açıdan hoş olmayan bir görünüme neden olabilir. Bu tür kayıpları önlemenin en iyi yolu implanttır. Bu, diş kaybının önlenmesine yardımcı olur ve uzun vadede çene kemiği erimesine yol açabilecek durumların önlenmesine yardımcı olur. Bu nedenle sağlığa faydalarının ötesinde dişlerin ve ağzın doğal estetiğini etkilemez.
Diş İmplant Tedavisi Nedir?
Dental implant tedavisi diş estetiğini geliştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla yaratılır ve lokal anestezi altında yapılır. Cerrahi implant tamamen ağrısızdır, dolayısıyla vücut ağrıya maruz kalmaz. Hastanın çene kemiği yoğunluğu implanta uygun değilse öncelikle kemik grefti gerçekleştirilir.
İmplant tedavisinde kemik grefti nedir?
Kemik kaybının ana nedenleri genellikle diş ve diş eti hastalığı veya travmadır. Cerrahi implant işleminin başarısı için önemli olan nokta üst ve alt çene kemiklerinin boyut ve yoğunluğunun mümkün olduğunca orijinal durumlarına benzer olmasıdır. Kemik eksikliği olan alanlar çeşitli tipte greftlerle doldurulur. Tedavi sonrasında hasta günlük hayatına rahatlıkla dönebilir.
İmplant tedavisi sonrası iyileşme süreci
İmplant tedavisinden sonraki iyileşme süreleri hastadan hastaya değişiklik gösterebilir, genellikle 2 ila 6 ay arasında değişebilir. Diş implantları “osteointegrasyon” adı verilen bir süreçle yavaşça kaynaşacak ve kemiğe bağlanacaktır.
İyileşme tamamlandıktan sonra ikinci adım başlar.
Diş implantının ikinci aşaması, diş etinin hafifçe açıldığı ve cerrahın titanyumdan yapılmış diş implantını veya dayanak vidasını çene kemiğine yerleştirdiği küçük bir müdahaleyi içerir. Bu hızlı bir aşamadır ve lokal anestezi kullanılır. Abutment genellikle 7 ila 10 gün süreyle kullanılır.
Üçüncü ve son aşamada kalıcı implant protezi uygulanır. Bu işlem sırasında implantın düzgün hizalanmasını sağlamak ve estetik son dokunuşların diğer dişlerle uyumunu sağlamak için dikkatli ayarlamalar ve provalar yapılır. Son olarak işlem sonrası diş ve ağız gelişiminin takibi için hastayla belirli aralıklarla iletişim kurulur.
Titanyum ELI Ti-6Al-4V alaşımı
Titanyum ELI Ti-6Al-4V alaşımı dünya çapında yaygın olarak kullanılan standart alaşımdır ve diş implantları için tercih edilen seçimdir. “Osteointegrasyon” adı verilen süreçte vücut bu alaşımı kolaylıkla kabul eder ve vücudun ayrılmaz bir parçası haline gelir. Bilimsel çalışmalar saf titanyumun iyi biyouyumluluğa, yüksek korozyon direncine ve mükemmel mekanik özelliklere (sertlik, çekme mukavemeti, akma mukavemeti ve yorulma mukavemeti) sahip olduğunu göstermiştir. İmplant önemli ve zorlu bir cerrahi diş işlemidir ve yüksek teknolojiye sahip cihazlarla üretilmesi gerekmektedir. İmplantın içeriği ve malzeme kalitesi implante edilen dişlerin dayanıklılığı açısından çok önemlidir.
Zirkonyum implant protez
Zirkonyum doğada yaygın olarak bulunan bir mineral olup, zirkonyum oksitten elde edilen özel bir seramik malzemedir. Tıp alanında 1980'li yıllardan beri kullanılmaktadır, titanyumun ise kullanımı 1960'lı yıllara dayanmaktadır. Zirkonyum son derece dayanıklı, korozyona dayanıklı ve biyolojik olarak uyumludur. Dayanıklılığı ve korozyona karşı dayanıklılığı sayesinde uzun ömürlü ve aşınmaya karşı dayanıklıdır. Ayrıca zirkonyumun işlenebilirliği sayesinde hassas ölçülerde kişiye özel protezler oluşturmak da mümkündür. Zirkonyum protezler diş yapısının doğal yapısına benzeyen şeffaf özelliğe sahiptir ve renk tonu laboratuvarda ayarlanabilmektedir. Zirkonyum tek bir dişte veya tüm diş setinde kullanılabilir.
Diş kaplamaları / Kaplamalar
Kaplama olarak da bilinen diş kaplamaları, 0,5 ila 0,7 mm kalınlığında ince seramik tabakalardır ve dişlerin yüzeyine özel yapıştırıcılarla yerleştirilip yapıştırılır. Kaplamalar hem üst sıra dişlere hem de alt sıra dişlere uygulanabilmektedir; dişlerin sağlık durumuna ve rengine göre tüm dişleri veya ön dişlerin sadece bir kısmını kaplayabilirler. Diş kaplamaları sadece dişleri beyazlatmakla kalmaz, aynı zamanda dişlerin şeklinin, uzunluğunun ve konumunun yeniden şekillendirilmesine de yardımcı olur.
Diş kaplamaları neredeyse her zaman uygulanabilir ancak bazı özel durumlarda uygulanamaz. Örneğin ileri düzeyde çürük olması veya çiğneme fonksiyonunun tehlikeye girmesi durumunda (kaplamalar düşebilir veya kırılabilir), tam protezlerin kullanılması daha iyi olabilir. Profesyonel diş beyazlatma tedavisinde dişlerin yaklaşık iki yılda bir kontrol edilmesi tavsiye edilirken kaplamaların rengi iyi bir bakımla (düzenli diş temizliği, diş ipi kullanımı vb.) bakım gerektirmez.
İmplant tedavisi aşamaları
Her işlemden önce hastanın diş implantı tedavisine uygunluğunu doğrulamak için detaylı diş muayeneleri yapılır. Hangi durumlarda diş implantı önerilmez? En sık görülen vakalar şunlardır: Son 6 ayda ciddi kalp hastalığı, örneğin felç, kalp krizi, ciddi kapak hastalığı. Aktif tümör tedavisi gören kişiler Ciddi bağışıklık yetersizlikleri. Kontrolsüz yüksek tansiyon. Diyabet (uzman görüşü gereklidir). Hastanın dental implant tedavisine engel olacak klinik bir durumu yoksa 3 boyutlu tomografi yapılır.
Çene yapısı incelenir. Çene kemiğine özel bir implant yerleştirilir. Bu işlemin süresi implant sayısına ve çene yapısına bağlıdır. 2 ila 6 ay süren osteointegrasyon süreci başlar. Protez tedavisi başlıyor. Bu aşamaların ardından implant işlemi tamamlanır. Protetik tedavi aşamasında implantın (sabit protez) üzerine köprü veya porselen kaplama uygulanır. Estetik bir gülümseme oluşturmak için kaplama teknikleri kullanılır. Uzman dişleri ve diş etlerini inceleyerek diş tasarımını gerçekleştirir.
DİŞ BEYAZLATMA
Dişlerin estetik önemi büyüktür ve sağlıklı bir görünüme sahip olmaları gerekir. İdeal olarak sağlıklı ve beyaz dişlere sahip olmak arzu edilir. Ancak diş minesindeki değişiklikler farklı türlerde istenmeyen diş renk bozukluklarına neden olabilir. Diş beyazlatma uzmanlar tarafından yapılan ve dişlerin doğal rengine dönmesini sağlayan bir işlemdir.
Diş renginde değişiklikler / renk değişikliği
Diş renklenmelerinin ana nedenleri şunlar olabilir: Aşırı sigara kullanımı, Kahve ve çay tüketimi Sistemik hastalıklar (kan bozuklukları, florozis vb.), Yetersiz ağız hijyeni, Bazı ilaçlar veya antibiyotik türleri (örneğin uzun süreli klorheksidin, tetrasiklin kullanımı) vb.), Çok sıcak veya soğuk yiyeceklerin tüketilmesi, Dişlerin yaşlanması. Genel olarak bu faktörler insanlarda diş rengindeki değişikliklerin göstergesi olabilir. Ancak bu süreç geri döndürülemez değildir. Ustalıkla uygulanan veya takip edilen tedavilerle dişler eski beyaz rengine kavuşabilir.
Diş beyazlatma yöntemleri
Diş beyazlatma işlemi öncesinde uzman, hastanın olası rahatsızlıklarını tedavi eder ve hastanın ağzında profesyonel bir temizlik gerçekleştirir. Bu işlem sonrasında hasta diş beyazlatma tedavisine hazır hale gelir. Hangi yöntemin ve beyazlatma malzemesinin seçileceği, istenen beyazlık ve parlaklık derecesine bağlıdır. Diş beyazlatma yöntemleri: Klinikte diş beyazlatma, Evde diş hekimi gözetiminde diş beyazlatma, Lazerle diş beyazlatma.
Klinikte diş beyazlatma
Diş beyazlatma işlemi doğrudan klinikte uzman doktor tarafından gerçekleştirilir. Beyazlatma işlemi öncesinde hastanın tedaviden önce sonucu net olarak görebilmesi için kişiye özel renk testleri yapılır. Gerektiğinde uzman hekim tarafından profesyonel bir diş temizliği gerçekleştirilir. Diş etlerine zarar vermemek için dikkatlice kapatılır. Daha sonra genellikle hidrojen peroksit ve karbamid peroksit içeren bir jel uygulanır.
Bu jeldeki konsantrasyon, kullanılan tekniğe ve hastanın ihtiyacına göre değişebilmektedir. Beyazlatma, jel dişlere temas ettiği anda oksijenin açığa çıkmasıyla meydana gelir. Oksijen molekülleri renk bozulmasından sorumlu olan pigment moleküllerini parçalayarak onları görünmez hale getirir. Tedavi hastanın ihtiyacına göre tekrarlanabilir.
Evde diş beyazlatma
Evde profesyonel diş beyazlatma, DIY (kendin yap) yöntemlerinden daha etkilidir. Bu yöntem, ağız yapısına özel olarak uyarlanmış bir termostat veya ayrı bir şeffaf maske içeren bir kit kullanılarak gerçekleştirilir. Kit ayrıca beyazlatıcı karbamid peroksit jeli içerir ve jelin yoğunluğu hastanın diş hassasiyetine göre değişebilir. Yaklaşık iki hafta boyunca bu maske günde iki kez minimum 2 saat maksimum 6 saat süreyle takılır. Tedavi sonunda dişler daha beyaz görünür ve daha genç bir gülümseme elde edilir.
Lazerle diş beyazlatma
Lazerle diş beyazlatma, diğer tekniklere göre daha hızlı sonuç vermesi nedeniyle günümüzde diş hekimliğinde en modern ve talep edilen tekniklerden biridir. Hastanın diş etleri koruyucu maske ile dikkatlice kapatılır, dişlere hidrojen peroksit bazlı jel uygulanır ve jel lazerle 30 saniye süreyle aktive edilir. Beyazlatma jeli işlem sırasında 3 kez tekrar uygulanır. İşlem ağrısız ve hızlıdır ve süresi genellikle 30 dakika ile bir saat arasında değişir. Non-invaziv bir tedavi olduğu için ağrıya neden olmaz ve yan etkileri oldukça sınırlıdır. Bu nedenle hemen hemen her türlü diş yapısına uygulanabilmektedir.